Buraya bu resmi koyarak başlıyorum sevgili okuyucu. Bugün yazmak istediğim konu sevdiğim insanlara gelsin. 
Dünyaya benzetiyorum insanın halini. Nasıl dünyanın bir tarafı gündüz iken bir tarafı gece insan da ne kadar gülüyor olsa da bir yerde vardır bir hüzün. 
Çok değil, daha bu sene geldi oturdu içime bu hüzün. Pek de şikayetçi değilim bu misafirimden. Haddini aşmadıkça kalabilir uzun bir süre. Çünkü benim ki tatlı bir hüzün. Nasıl desem bilemiyorum ki. Hani yaşamış görmüş ama tecrübe edinmiş gibi bir hüzün. 
Benim düşünceme göre her insanın içinde olmalı bir hüzün. Çünkü karşılaştığın olaylarda karşıdaki insanı daha iyi anlarsın. Ben üzüldüm, ben yaparsam o da üzülür anlayışı bir nevi. (Tabi bu söylediklerim tamamen benim yaşadığım gibi hüzünler için. Kesinlikle kırgınlık ile ilgili değil. Umarım başka bir sefere kırgınlık konusunu konuşabilirim sizinle.)
Biliyorsunuz şımarık insanları kimse sevmez. Hüzün de biraz olgunluk katar insana. Dozunda yaşamayı gösterir. 
Gozlemlerime göre içinde hüzün barındıran insanlar daha güzel seviyor. Daha nazik ve daha sakin oluyorlar. Belki de içindeki hüzün sürekli aklında yada artık abartılı şeyler abartılı geliyordur. Tabi bunun gibi şeyler. Ben bu ilk blogumu burada sonlandıracağım izninizle. Siz de tabiki düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Hayatınızdaki mutluluğa sahip olmanız dileği ile..


Burdan hüzünlü okuyucularına 'G-dragon untitled ' şarkısını öneriyorum.
Bu da linki:
https://youtu.be/9kaCAbIXuyg

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar